Çok değişkenli bir olaya, "bu olayın tek sorumlusu X'tir" diyebiliyorsanız, bir şeye her ne olursa olsun yandaşsınızdır, başka bir şeye de her ne olursa olsun karşısınızdır. Sayısız değişkenin kombinasyonlarından oluşan olaylara bu kadar tekdüze bakmak çok tehlikeli. Hükümetin ve HDP'nin ortak yanlışı bu oldu, bu da şimdiki durumu doğurdu. İstediğin kadar haklı ol, bir ülkeden sadece senin çıkarların için başka bir ülkeye olan sınırını bir süreliğine açmasını istiyorsan, o ülkenin de senden bunun karşılığında bir şeyler isteyeceğini bileceksin. ABD o füzeleri boşuna mı atıyor IŞİD'e? Kürtleri çok sevdiğinden mi yapıyor bunu? İnsani yardımdan bahsediyorsak Türkiye onbinlerce insanı sınırından aldı, hastaneleri onlara açtı, şu an iyi kötü halkın yardımıyla en azından can derdinden bir nebze uzak yaşıyorlar. İstenilen "koridor" eğer insani yardım amaçlıysa zaten bu olmadan da insani yardım akışı sağlanabilir. Ama silah yardım da bunun içindeyse burada Esad er ya da geç Türkiye'ye karşı bir şeyler yapacaktır çünkü aylardır Türkiye'nin sınırdan IŞİD'e yardım ettiğiyle ilgili "dedikodular" bile yeterince sıkıntıya soktu Türkiye'yi. Kürtler açısından Kobani savunması bir kahramanlık destanı olabilir, ama Esad açısından IŞİD ve PYD/YPG arasındaki tek fark şu an için IŞİD'in daha güçlü olması. Eğer Kobani'de ve çevresinde Kürtler güçlenirse Esad bu sefer Kürtlere karşı başka grupları destekleyecek. Ülkesinin bütünlüğünü IŞİD ne kadar bozuyorsa PYD/YPG de o kadar bozuyor olacak çünkü. Bu noktada Türkiye'nin YPG'den Esad'a karşı savaşmayı garanti etmesini beklemesinde Kürtlerin ne gibi bir sorun gördüğünü anlayamıyorum. PYD er ya da geç Esad'la karşı karşıya gelmeyecek mi? Bu çekincenin sebebi ne o zaman? Ne bekliyorlar? IŞİD'i bölgeden defettikten, şu an birbirinden bağımsız 3 kantonu birbirine bağlayacak toprakları ele geçirdikten sonra ne yapacak PYD? Ya Esad'ın düşmesini/düşürülmesini bekleyecek, ya da Esad güçleri saldırıya geçtiğinde savunmaya geçecek. Yani sonuç olarak PYD ile Suriye rejimi er ya da geç karşı karşıya gelecek, durum böyleyse, PYD'nin bunu şimdiden kabul etmemekte diretmesi neden?
Türkiye'nin Kobani'ye yardım etme konusunda koyduğu şartlardan biri olan Kürtlerin özerklik ilan etmemelerini istemesiyse Türkiye'nin hatalarından biri. Esad'ın güçsüzleştiği ve Kürt nüfusunun çoğunluğu oluşturduğu bir bölgeyi alıp, burada Araplara, Türkmenlere ve Ermenilere bir yaşam ortamı sunan Kürtlerin Kuzey Suriye'de özerklik ilan etmesi, ülkemizde bile özerklik konusu yavaş yavaş dillendiriliyorken neden bu kadar kırmızı çizgi haline getiriliyor? Türkiye, eğer Esad'ı artık komşusu olarak görmüyorsa ve IŞİD'le olduğu iddia edilen ilişkisini de kopardıysa, güney sınırında başka bir seçeneği olduğunu mu düşünüyor? Ya da, olası bir Kuzey Suriye Kürtlerinin özerklik ilanını Kürtleri "çözüm süreci" masasından kalkmaya teşvik edebilecek, sürecin kontrolünü hükümetin elinden alabilecek bir gelişme olarak mı görüyor? Türkiye'nin karar-sızlığ-ında bu soruların hepsinin bir payı olduğu kesin, ama sonuca bakılırsa hükümet bu sorulara uzun vadeli cevaplar vermişe benzemiyor.
Türkiye Kobani'ye yardım konusunda doğru şartların yanında yanlış şartlar da sundu, çekincelerinin bazılarında da haklıydı. Türkiye'deki Kürtler de -haklı olarak- acele davranırken, bu sırada KCK'nın halkı sokağa çağırması gibi çok büyük bir hata yaptı. Şu an durumun tek çözümü, Cumhurbaşkanı'nın duyurduğu güvenlik paketi gibi geçici psüdo-çözümlere bel bağlamaktan ziyade, Başbakan'ın artık birkaç sene önce Dışişleri Bakanı'yken yaptığı hataları yapmadan, ülkenin ve bölgenin geleceğini de düşünerek adımlar atması. Bu adımların başında da, sadece yaralı ve insani yardım geçişiyle sınırlı tutulacak, askeri açıdan sadece Kobani'ye geçmek isteyen Kürtlere izin verecek, herhangi bir silah sevkiyatına izin vermeyecek bir koridor açılması geliyor. Bunun yanında KCK'ya düşen görev, 38 insanın ölümüne sebep olan eylem çağrılarına son vermesi olmalı.
11 Ekim 2014 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder
ee, ne dersin? :