envai çeşit zırvalar kütüphanesi

26 Mayıs 2011 Perşembe

Matematik Der ki İlişki Deyip Geçme

Elimizde iki kişi var. Evet elimizde!

Bu iki kişinin "normal şartlar altında" bir ilişkiye başlayabilmesiyle ilgili 4 olası durum vardır.

1.İkisinin de birbirini sevmesi (başlar) 1/4
2.Bayanın erkeği sevmesi. (başlamaz) 1/4
3.Erkeğin bayanı sevmesi. (başlamaz) 1/4
4.İkisinin de birbirini sevmemesi. (başlamaz) 1/4

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Mustafa Kutlu, Hikayeciliği ve "Beyhude Ömrüm"

Anadolu toprağı, üzerinde bir şeyler yetiştirmeye çalışan köylüsüne karşı oldukça cömert davranır. Sizden sadece su ister, tohum ister. Güneşi, hatta bazen suyu ve tohumu da kendi kendine bulur. Bunları birleştirir, ve bir süre sonra size, her biri büyük birer mucize olan meyvelerini sunar. İlişkiniz karşılıklı gibi görünür, siz bir şey verirsiniz, o da size karşılığını verir, sureten görünen budur. Ama verdiğiniz iki damla suyun karşılığı, hiçbir yerde tonlarca katıyla karşılık bulmaz, topraktan başka.

Kaybedenler Kulübü İçin Diyeceğim O Ki





Not: Bu yazı kaleme alınırken can gox - melancholy man dinlenmiştir.Yazarın özel tavsiyesidir aynı zamanda.

İtiraf etmeliyim ki bu filme başta ön yargım vardı. Fragman dikkat çekici olduğu kadar aynı zamanda sadece parasal amaçla yapılmış bi film mesajı veriyodu. Ayrıca işin içinde Nejat İşler de olunca bakış değişiyor tabii ki.

Neyse yinede merak edip girdik bi kere ilk sahneyi kaçırsak da.

Getirmez

Yürüyorum
Karanlık çökmüş

Sokaklara sessizlikBana da sensizlik
Güzel bir esinti var

Kafamda bir piyano sesi
Ensemde gel-gitlerimin nefesi

24 Mayıs 2011 Salı

İstiklâl Caddesi - Uykusuz - Biz


11 Temmuz 2009

Mert'le Taksim'e gittik bugün, büyük bir kararsızlığın sonucunda. İndik otobüsten yürüyoruz İstiklal'in girişine doğru. Aklımıza Uykusuz geldi aynı anda, ofisleri İstiklal'de diye biliyoruz, ondan. Neyse.

Mert "Ersin'le falan karşılaşsak lan ne süper olur ama ehe." diyor, ben de "eheh" diyorum, yürüyoruz öyle. Uykusuz da Uykusuz, başka muhabbet yok. Arasıra araya tat-tuz olsun diye caddenin insan populasyonundaki canlı türlerinin çeşitliliğinden dem vuruyoruz. Cidden ama, her tarz insan var lan. Neyse yine,Buz Devri'ni izlemek için daldık bir sinemaya, en erken matineye 2 saat var,vazgeçtik. Çıktık sinemadan.Açtı karnımız simit mimit yedik, herneyse angaryaları geçelim.

22 Mayıs 2011 Pazar

Taylan, Ben ve Elektrikçinin Dükkanı

Tek çizgilik şarjım kalmıştı.Menü tuşuna basıp mesajlar’a, ordan da yeni mesaj’a girdim.Ekrandan yanıp sönen çizgiye uzun uzun baktıktan sonra başladım yazmaya.”Bilmiyorum ki taylan yaa, aslinda kreatif direktörle dogrudan konusmak gerekir.Su an net bi rakam söyleyemiyorum ama carsamba günü elimdeki isleri bitirdikten sonra bi konusiyim.”

Ölüm



Ölüm... Diğer deyişlerle finito... Adios. Arrivederci. Game Over!..

Evet, "daha ilk yazıdan bu kadar sert niye girdin ki şimdi" diyebilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız, ama bekletmek istemedim bu konuyu.

70. Yaşında Kafası Karışık Bir Üstad: Bob Dylan

Üniversitenin hazırlık sınıfında idealist bi okutman sayesinde ilgi duymaya başladım bu amcaya. Amca diyorum, çünkü adam amca. Yurttaşı "Uncle Sam" gibi yavşak ve insanlara acı çektirmeyi görev bellemiş bi amcadan öte, bizim ülkemizdeki gibi, samimi bir amca. Hemi de bu torpahların insanı!