envai çeşit zırvalar kütüphanesi

22 Mayıs 2011 Pazar

Taylan, Ben ve Elektrikçinin Dükkanı

Tek çizgilik şarjım kalmıştı.Menü tuşuna basıp mesajlar’a, ordan da yeni mesaj’a girdim.Ekrandan yanıp sönen çizgiye uzun uzun baktıktan sonra başladım yazmaya.”Bilmiyorum ki taylan yaa, aslinda kreatif direktörle dogrudan konusmak gerekir.Su an net bi rakam söyleyemiyorum ama carsamba günü elimdeki isleri bitirdikten sonra bi konusiyim.”

“Alıcı ekle”ye basıp rehberde ismini buldum ve mesajı gönderdim.Ekranda uçuşan pikselli zarfı görünce “anaam resmen yolladım lan” diye panikleyip ayağa kalktım.Yazmaya başladığımda yollayacağımdan emin değildim çünkü.Saniye geçmeden “iletildi” mesajı da geldi.Evet, sanki onca işimin arasında Taylan adlı bir arkadaşıma yardım ediyomuşum gibi yazdığım bu uyduruk mesajı, bile bile ona yollamıştım.
Aslında ortada ne bir kreatif direktör ne de yardım isteyen arkadaş vardı.Çok yoğun olduğumu, hayatta güçlü bir pozisyonum olduğumu düşünsün istedim.Hemen arkasından “ovv..cok pardon yanlis oldu, biraz ictim de.” yazıp gönderdim.
Telefon bipledi.Parmaklarımla ortadaki tuşa koşturup bastım.”yanlis NUMARA:)” yazmıştı.Anaskyim anladı yemin billah anladı diye utansam da kızlar böyle kurnazlıkları sever mi biraz acaba diye düşünüp kendimi fırlamasal hissettim. Sadece “ yanlis NUMARA:)” yazmasına inceden uyuz olmuştum tabii, yani sonuna bi “napiosun?” eklerdi isan.Ama içtiğim iki biranın etkisiyle çakırkeyif olan bendeniz, o son”:)” smaylisini “naber napiosun?Nerde ichtin boole bakiim” olarak algılayıp sarıldım telefona.”kusura bakma yaa bu saatte rahatsiz ettim.Napiyosun iyi misin?Bitti mi finaller minaller?” yazdıktan sonra baktım ki hiç sarhoş gibi yazmamışım, geri dönüp aralara j’ler n’ler filan sıkıştırıp o güzelim mesajı “kusta bakjma yaa cu quattue praihatksiz euium napiynosn iyisinmin?” haline getirdim.Bazı kelimelerin okunmadığını anlayınca da anlaşılabilecek sarhoşluk düzeyine getirip postaladım.
“:)bayaa icmissin anlasilan.Napiim yaa bütünlemelerle uurasiorm iste cok sIkIldim artik biter bitmez tatile kacicam” şeklinde bi cevap yazdı.İşte şimdi gerçekten uyuz olmuştum.”sIkIldim” kelimesindeki “i” harflerini büyük yazması keyfimi kaçırmıştı.Hayır hayır küçük harfle yazsa tutup “ehe ehe demek skildin ha?” diye espri yapacağımdan değil, sinir bozucu olan, orda ona gerek duymuş olmasıydı.Bunun anlamı “sana en ufak bi flört payı bırakmıyorum haberin olsun, sen de dikkatli konuşursan sevinirim” gibi bişeydi çünkü.Beni ciddiyete davet etmişti anlıyo musunuz? Oysa ben biraların da etkisiyle karşılık azıcık yavşaşalım gibi bi beklenti içersindeydim.Beni bozunca biraz sert davranmaya karar verdim.Ve çok da umursamadığım halde finaller, bütünlemeler ve anlayışsız asistanlarla ilgili yalandan bişeyler yazıp, üzerine “istanbul dayanılır gibi değil” temalı bir iki cümleyle de süsleyip gönderdim tavırsal mesajımı.
Cevap geldi.Aynı umursamazlıkla yazmıştı o da.Bu arada cevap geldi filan diyorum ama öyle hemen gelmiyodu bu cevaplar.Naapıyosa en az bi beş dakka geç yazıyodu.
Ben neden hemen cevap yazıyodum gelen mesajlara?Hayır yani o gece değil, her zaman böyleydi bu.İnsanların telefonlarını önemsememesini hep çok kıskandım hâlâ da kıskanırım.”aa yeni gördüm” diye iki gün sonra cevap atan insanlar nasıl yaşıyolar ki acaba?Çok süper hayatları mı var, yanlarında her zaman dostları filan mı oluyo, ne bu yani?
Bunları düşünüp çok pis sinirlendim.Beklesin bakalım biraz diye düşünüp kapattım hatta telefonu.Kalktım pencereden elektrikçi dükkanının yanıp sönen ışıklarına falan baktım.Salona gittim, bir iki üniversiteden verilmiş, annemin dantelli raflara özenle yerleştirdiği plaketerime baktım.İyice sinirlendim.Plaketlerim vardı çünkü.Ne bu umursamazlık yani?Mesela mesajımın sesini duydupu anda bakmayıp televizyondaki o çok ilginç şeyi izleyip reklam olunca mı açıyodu ki mesajı?
“Açsın açsın” diye düşündüm, “buldu belasını, şimdi ekrana bakıp duruyodur aa cevap yazmadı diye”.
15 dakika geçtikten sonra açtım telefonu koydum masaya.Elektrikçinin ışıklarına bakıyorum ama kulağım telefonda.”bazen hemen gelmiyo mesajlar şimdi bir anda hepsi birden gelir” diye düşünüp bekledim, yine gelmedi.Resmen yazmamıştı bişey.Yani illa cevap vermem gerekiyo, kıza bak.Cevap vermezsem orada noktalayacak sohbetimizi, hiç umrunda değil, “uyudun galiba” falan bile yazmıycak.
Yazıp yolladım.Bi on dakika sonra “haklisin galiba aslinda..neese ben yatiorm ii geceler” şeklinde bi cevapla, herşeye son noktayı koydu.
...Elektrikçinin ışıklarını uzun uzun izledikten sonra telefonu yeniden elime aldım.”gönderilmiş öğeler”e girip, ilk attığım sahte mesajı açtım.Kelimesine dokunmadan ilet’e bastım, rehberden bi başkasının numarasını seçtim ve yolladım.Uzun zamandır konuşmamıştık ama yüz vereceğinden emindim.
“kimsiniz???” şeklindeki cevabını okuduktan hemen sonra şarj bitti ve ekran siyaha büründü.
Hayal kırıkları içindeki telefonu masaya bırakırken “taylan n’apıyodur acaba lan dur bi arıyım” diye içimden geçirdim ama sonra şarj aletimin dergide kaldığını hatırladım.
Elektrikçinin ışıkları odamı hafifçe aydınlatırken, tıpkı mesajlarını iki gün sonra gören adamlar gibi rahat ve huzurlu bi şekilde uykuya daldım.
Ersin KARABULUT

0 yorum:

Yorum Gönder

ee, ne dersin? :